Sayfalar

10 Ocak 2014 Cuma

NLP- TOTE MODEL-HİKAYE -2-





BİR DİĞER MEKTUP -



Canım evlatlarım babanız sizi çok sevdi.Siz benim hep kalbimde,hep aklımda,baktığım her şeydeydiniz.Artık ömrümün son demlerimi yaşadığımın farkındayım ve size belki de bu son mektubu yazıyorum.Size göğsünüzü gererek babam diyebileceğiniz bir baba olamadım, aksine sadece utanç duyup babam yok,öldü dediğiniz bir baba oldum.Sizlerden, annenizden ayrı yaşamanın acısının yanına bir de sizi bir daha göremeyecek olmanın acısı eklenince bana bu yer değil kendi kalbim zindan oldu,aldığım her nefes haram oldu.Keşke zamanı geri getirebilseydim, işte o zaman kimbilir belki şu an sizler yanımda, torunlarım kucağımda olurdu.Ah o akşama geri dönebilsem ne çok şeyi değiştirirdim  birkaç saniye içinde:
Babaanneniz o akşam bizdeydi.Anneniz yemekte balık pişirince rakıyı da açıvermiştim her zaman ki gibi sofraya.Biraz da fazla kaçırmıştım işlere güçlere can sıkıntısından.Babaannelnizle de biraz tartışmıştık.O haklıydı elbet fakat o gün öyle düşünmüyordum.Fazla üstüme geliyordu.Durmadan benim daha doğru düzgün bir iş bulmamı, içkiyi bırakmamı söyleyip duruyordu.Ben fazla uzatmadım ne de olsa büyüğümdür dedim sustum.Biz bu kültürle büyümüştük.Birşey daha vardı kültürümüzde,yani dedelerimizden atalarımızdan gördüğümüz buydu.Daha küçücükken silah kullanmayı öğretirlerdi bize.Silahı olmayana adam denmezdi bizim oralarda.Alışkanlıktı yirmi yaşımdan beri de taşırdım yanımda fakat bir yandan da “ Allah kullandırmasın” derdim yine de.O akşam yemekten sonra televizyon izlerken babaanneniz fenalaştı ve hemen arabaya bindirdim hastaneye götüreyim dedim.Yolda daha da kötüledi durumu Camları açtım hava alsın diye.Bastım gaza.Alkolünde etkisiyle sağa sola yalpalıyordum.Derken içinde genç züppeler diye düşündüğüm zavallı çocukların olduğu bir arabanın aynasına çarpıp kopardım.Aynı anda uğultu gibi bir ses duydum onlardan “ o çocuğu ne yapıyorsun” .Neye uğradığımı şaşırdım.Arabayı üstlerine sürdüm durdular..Arabadan inip anneciğimi bırakıp yanlarına giderken onlarda bana doğru geliyorlardı.Yüzlerini seçemiyordum.Hangisinin zavallı hasta anneme küfür ettiğini de bilmiyordum.Rastgele ateş ettim mermiler bitene dek, onlara denk gelip gelmediğine bile bakmadan arabaya binip annemi hastaneye yetiştirdim.O akşam o kurtuldu fakat ben onu sadece iki defa daha görebildim.O öldürdüğüm çocuk ve genç kız, tekerlekli sandalyeye mahkum olan çocuk hergün kabusum olur beni uyutmaz hala.Allah’a onlar için de sizler içinde dua ederim hep.Tam otuz yıl oldu.Sizler daha ilkokula yeni başlamıştınız.Şimdiyse koca koca çocuklarınız var.Anneniz ben hapishaneye girdiğimde terk etti beni.Sizleri de bir daha hiç görmedim.Elimde o akşam cüzdanımda olan fotoğaflarınızdan başka hiçbirşeyim yok.Babaanneniz iki kez geldi ziyaretime sonra o da vefat etti bir sonraki kalp krizinde.Yaşadığım vicdan azabıyla ölüden farksız baktım şu duvarlara.Ölüden farksız yaşadım yaşamaksa bunca acının üstüne kurulmuş bu parmaklıklarla.Yıllardır kokunuza hasret kaldım.Sizden ilk ve son ricam, bir baba olarak değil sadece ölmek üzere olan yaşlı bu adamın birkez olsun torunlarını görmesidir ve onlara asla ama asla başkalarının demesiyle adam olunmayacağını söylemek isteyişidir.Evlatlarım ben o gençlerin hayatlarıyla birlikte kendimi de gömdüm.Otuz yıl daha bekleyemez bu beden.

       Birbirini tamamlayan ikinci örnekten sonra sanırım tote modeli daha iyi anlatabilmişimdir.

                                                                                         NİLGÜN VURGUN
                                                                                                  2013

                                                 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder