Sayfalar

13 Ocak 2014 Pazartesi

BELKİ DE YAŞARIM!


Kısa bir hikaye bu varlığım yada yokluğum

Kimbilir belki de kararsızlığım korkaklığım

Göz alıcı parlak ışıklar ve ben

Dansediyorlar etrafımda kimim bilmeden.

Garip bir rüya gibi uyanınca bitecek

Dokununca eriyip, gülünce ürperecek…

Birbirine yabancı iki el birden birleşecek

Belki uzun yollar artık kısa gelecek

Bilinmez en derin yaralar uykuları bölecek

Belki de renkler bu şehri terkedecek…

Şimdi bu mayınlarla yürümek ne mümkün

Bir fırtına esecek savurup küllerimi

Bir ağaç oyuğunda saklanacağım belki birgün

Güneşe hasret geçer mi günler ışığı özleyerek…

Oyunlar oynandı ve bitti perde kapandı

Kostümler yırtılmış, maskeler de atılacak

Doğacağım belki yeniden otuzbeşimde

Yirmide öldüm gömmeyi bile unuttular…

Bölünecek her hücrem kanımdaki zehir akacak

Özenle ördüğüm duvarlar hunharca yıkılacak

Ne hüzün ne acı olmadan yaşamak var ya

Beni alıp kanatlarında dünyaya taşıyacak…

Zamanı gelecek kangrenli bağı kesmenin

Geri kalan tüm çiçekler tende canlanacak

Tüm sokaklar caddeler  şehirler bir adım bana

Ve en sevdiğim şarkılar hep dudaklarımda…

Ne sus ne dur diyen var sağımda solumda

Belki de uçacağım özgürlüğe huzura

Bir deniz kıyısı bir okyanus ortası gibi

Buharlaşıp konacağım o beyaz buluta…

Dedim ya hikaye bu gerçek olurmu bilmem

Düşler eskimeden yürek tükenmeden

Kimbilir dururken gizim yaşamın kıyısında

Bir el tutarmı kavrarmı bileğimden…

Yüzyıllık uykumdan uyanırım kimbilir

Ve belki de yaşarım evet  belki de yaşarım…

Yaşarım kimbilir…

                                                                               NİLGÜN VURGUN
                                                                              30 Eylül 2011, 09:04

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder