Kısa bir hikaye bu varlığım yada yokluğum
Kimbilir belki de kararsızlığım korkaklığım
Göz alıcı parlak ışıklar ve ben
Dansediyorlar etrafımda kimim bilmeden.
Garip bir rüya gibi uyanınca bitecek
Dokununca eriyip, gülünce ürperecek…
Birbirine yabancı iki el birden birleşecek
Belki uzun yollar artık kısa gelecek
Bilinmez en derin yaralar uykuları bölecek
Belki de renkler bu şehri terkedecek…
Şimdi bu mayınlarla yürümek ne mümkün
Bir fırtına esecek savurup küllerimi
Bir ağaç oyuğunda saklanacağım belki birgün
Güneşe hasret geçer mi günler ışığı özleyerek…
Oyunlar oynandı ve bitti perde kapandı
Kostümler yırtılmış, maskeler de atılacak
Doğacağım belki yeniden otuzbeşimde
Yirmide öldüm gömmeyi bile unuttular…
Bölünecek her hücrem kanımdaki zehir akacak
Özenle ördüğüm duvarlar hunharca yıkılacak
Ne hüzün ne acı olmadan yaşamak var ya
Beni alıp kanatlarında dünyaya taşıyacak…
Zamanı gelecek kangrenli bağı kesmenin
Geri kalan tüm çiçekler tende canlanacak
Tüm sokaklar caddeler şehirler bir adım bana
Ve en sevdiğim şarkılar hep dudaklarımda…
Ne sus ne dur diyen var sağımda solumda
Belki de uçacağım özgürlüğe huzura
Bir deniz kıyısı bir okyanus ortası gibi
Buharlaşıp konacağım o beyaz buluta…
Dedim ya hikaye bu gerçek olurmu bilmem
Düşler eskimeden yürek tükenmeden
Kimbilir dururken gizim yaşamın kıyısında
Bir el tutarmı kavrarmı bileğimden…
Yüzyıllık uykumdan uyanırım kimbilir
Ve belki de yaşarım evet belki de yaşarım…
Yaşarım kimbilir…
NİLGÜN VURGUN
30 Eylül 2011, 09:04
Kimbilir belki de kararsızlığım korkaklığım
Göz alıcı parlak ışıklar ve ben
Dansediyorlar etrafımda kimim bilmeden.
Garip bir rüya gibi uyanınca bitecek
Dokununca eriyip, gülünce ürperecek…
Birbirine yabancı iki el birden birleşecek
Belki uzun yollar artık kısa gelecek
Bilinmez en derin yaralar uykuları bölecek
Belki de renkler bu şehri terkedecek…
Şimdi bu mayınlarla yürümek ne mümkün
Bir fırtına esecek savurup küllerimi
Bir ağaç oyuğunda saklanacağım belki birgün
Güneşe hasret geçer mi günler ışığı özleyerek…
Oyunlar oynandı ve bitti perde kapandı
Kostümler yırtılmış, maskeler de atılacak
Doğacağım belki yeniden otuzbeşimde
Yirmide öldüm gömmeyi bile unuttular…
Bölünecek her hücrem kanımdaki zehir akacak
Özenle ördüğüm duvarlar hunharca yıkılacak
Ne hüzün ne acı olmadan yaşamak var ya
Beni alıp kanatlarında dünyaya taşıyacak…
Zamanı gelecek kangrenli bağı kesmenin
Geri kalan tüm çiçekler tende canlanacak
Tüm sokaklar caddeler şehirler bir adım bana
Ve en sevdiğim şarkılar hep dudaklarımda…
Ne sus ne dur diyen var sağımda solumda
Belki de uçacağım özgürlüğe huzura
Bir deniz kıyısı bir okyanus ortası gibi
Buharlaşıp konacağım o beyaz buluta…
Dedim ya hikaye bu gerçek olurmu bilmem
Düşler eskimeden yürek tükenmeden
Kimbilir dururken gizim yaşamın kıyısında
Bir el tutarmı kavrarmı bileğimden…
Yüzyıllık uykumdan uyanırım kimbilir
Ve belki de yaşarım evet belki de yaşarım…
Yaşarım kimbilir…
NİLGÜN VURGUN
30 Eylül 2011, 09:04

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder