Sayfalar

19 Eylül 2017 Salı

Zamandan Geçerken

Merhaba;
      Zamanın nasıl geçtiğini çoğu zaman fark edemiyoruz. O kadar uzun zaman olmuş ki buraya yazmayalı, neredeyse ben bile unutacaktım. Aslında her zaman söylediğim gibi zaman geçmiyor, biz zamanın içinden geçiyoruz sadece. Bazen öyle hızlı geçiyoruz ki farkına bile varmıyoruz ne kadar uzağa nasıl gittiğimizi.
      Çoğu an düşünüyorum da çocuklar olmasaydı nasıl anlayacaktık hangi zamanda olduğumuzu? Ben sanırım hiç anlamayacaktım. Bir şeyler anlatırken bile zaman birimim oğlum 😊 Mesela oğlum üç yaşındayken böyle bir şey olmuştu, beş yaşındayken şuraya gitmiştik, sekiz yaşındaydı şu olduğunda gibi…  Bazen de en son küçük yaşlarındayken görüp, yüzünü hep öyle hatırladığımız bir çocuğun, bir müddet sonra bambaşka bir adam ya da kadın olduğunu gördüğümüzde ki şaşkınlığımız da bu yüzdendir. “Ne zaman büyüdü? Daha küçük bir çocuktu, şimdiyse kendi çocukları var” diye hayrete düşeriz. Bir zamanlar bizim de ağlayan bir bebek, küçük bir çocuk olduğumuzu unuturuz. Eski bebeklik resimlerine bakıp da hiç kimse “Vay be zaman nasıl geçmiş, daha dün bebektim” demez. Çünkü biz kendimizi her gün görüyoruz ve alışıyoruz, değişimleri fark edemiyoruz. Oysa uzun süre sonra gördüğümüz o büyümüş, artık yetişkin olmuş çocukları bir kez daha gördüğümüzde şaşırıyoruz.
      Az önce de söylediğim gibi benim zaman birimim oğlum. Eminim birçok anne için de durum böyledir. Geçmişimi düşündüğümde gözümde canlanan en güzel anılar hep oğlumla birlikte olanlar. En mutlu olduğum anları düşündüğümde onun parlayan gözleri, içten gülümseyişi, birlikte Sezercik filmi izleyip ağlaşıp sarılışlarımız, ablasıyla birlikte üçümüzün müziği açıp çılgınlar gibi dans edişlerimiz, yüzlerimizi komik şekillerde boyayıp yüzlerce fotoğraf çekmemiz…. Geliyor aklıma. Oğlumdan önce ben yoktum, bir geçmişim yoktu gibi. Onun doğduğu gün bende doğmuşum gibi.
      O günleri özlüyorum… Abla kardeş nasıl güzel çocuklardı, nasıl eğlenirdik birlikte. En kötü, en hasta zamanlarım da bile beni güldürmeyi mutlaka başarırlardı. Yeniden ayağa kalkar ve her şeyi yapabilecek gücü bulurdum kendimde. Şimdi tüm o güzel anıları düşünüyorum da “Ne zaman o lüle saçlı ablasının can parçası bir oğlu oldu? Ne zaman o parlayan gözleriyle bana bakan çocuk, şimdi yetişkin, üniversiteyi bitirmesine az kalan bir genç adam oldu?
      Kendi doğrularımız, ya da annelerimizin yanlışlarıyla büyütürüz çocuklarımızı. Bazılarımız kendi annelerinin yaptığını yaparak bazılarımızda onların yaptıklarının tam tersini yaparak. Oysa uzun zaman geçmedikçe anlayamayız asla doğru mu yoksa yanlış mı yaptığımızı.

      Bir gün hepimiz çocuklarımız için sadece anı olacağız. Bunu düşündüğümde sadece mutlu ve güzel anılar bırakmak istiyorum. Bırakabileceğim en güzel şey sadece anıları olacak çünkü…
      Tüm annelere sevgilerimle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder